29 Aralık 2023 Cuma

The Mentalist (2008-2015)

The Mentalist, 23 Eylül 2008'den 18 Şubat 2015'e kadar CBS'de yedi sezon, 151 bölüm olarak yayınlanan bir Amerikan drama televizyon dizisidir. California Suç Soruşturma Bürosu (CBI) danışmanı eski "medyum" Patrick Jane rolünde Simon Baker, kıdemli dedektif şefi Teresa Lisbon rolünde Robin Tunney ile Kimball Cho rolünde Tim Kang, Wayne Rigsby rolünde Owain Yeoman, Grace Van Pelt rolünde Amanda Righetti yer alıyor.

Patrick Jane son derece gelişmiş hipnoz, telkin, gözlem becerilerini insanların zihinlerini "okumak" için kullanırken medyatik bir kişiliğe dönüşmüştür. Pervasız, biraz ukala ve kibirli sayılacak tavırları O'nu meydan okuduğu seri katil Red John'un hedefi haline getirdiğinde yaşadığı kaybın travmatik acısının yarattığı nefreti intikam tutkusunun soğukluğunda dindirmeye çalışır. California Sacremento bölgesi Cinayet birimine dahil olunca eşsiz yeteneğini bu kez cinayet davalarını çözmek için kullanır. Yaklaşımını başlangıçta güvenilir bulmayan çalışma arkadaşları zaman geçtikçe yanıldıklarını anlarlar.

 
Hikayenin FBI'ya taşınan kısmı da CBI kadar iyiydi. Özellikle FBI büro şefi Dennis Abbott karakterinin yansıttığı güçlü kişiliği ve Jane'ye yaklaşım tarzını sevdim. 7 sezonun ardından bir şekilde hikayenin devam etmesini isterdim. Keşke güçlü bir başka senaryo ortaya konabilseymiş.

Kısaca Karakterler (Dikkat! Dizi Hakkında Bilgi İçerir!): 

 

Patrick Jane:

Başrol karakterimize Simon Baker hayat vermiş. Gülüşüne bayıldım. Karakterinin bazen duygusuzu, bencil bazen de muzip halleri yanında iç acıtan duygusal yönü de başarılı biçimde yansıtmış. İnsanın sevdiklerini kaybetmesi ve bunun faturasını yalnızlık suçluluk ve özlem içinde ödemesi hikayenin can alıcı noktası. Özellikle kızının (büyümüş halini gördüğümüz) o bölüm gönlümde ayrı yer tuttu nedense. Sonunda halüsülasyona neden olan çayı yeniden hazırlarken anlatılmak istenen "özlem ve yeniden görme isteği" karşısında ağladım. (Neden bilmem, bam telime dokundu galiba)

Sezon 5

Patrick Jane karakteri çaya düşkün İngiliz beyefendisi modunda. Yalnız biraz fazla rahat. Olay yaşanmış evlerin mutfağında bir demlik bulup içeçek çay demlerken kimseden izin almıyor:) Zaman zaman hayli duygusuz, odun ve patavatsız halleri var. Bir süre sonra adli tıp uzmanı formatına giriyor ki bu oldukça saçma. Yaptığı iş ona nasıl böyle bir yetenek kazandırıyor ki? Tüm o cinayet ortamında rahatça gezmesi de başlı başına acayip. Delillerin bozulma riskinden ne haber? 


Teresa Lisbon:

Cinayet biriminin şefi konumundaki karakter için Patrick Jane başlangıçta tam bir bilinmezler yumağıdır. Tarzına ve davranışlarına anlam vermek, kabullenmek ve onunla çalışmayı öğrenme süreci hikayemizi eğlenceli kılan şeylerden biri. Oyuncunun mimik ve yüz ifadeleri bazen sinir bozsa da genel itibariyle sevdim. Böyle yapımlarda ister istemez bir parça romantizm de bekliyorsunuz. Lisbon bu anlamda sonunda Jane'ın huzur bulup yeni bir başlangıç yapabilmesi adına iyi bir seçimdi.


Kimball Cho: Cinayet biriminin soğuk görünümlü ama cool karakteri. Güney Kore'li Amerikalıdır. Ekibin ciddi yüzüdür. Tam bir adalet adamıdır. FBI sezonunda iyice patron havası eklenir. Sezon ortalarında hayatına giren kadın bu hikayedeki en saçma şeydi bence. 


Wayne Rigsby & Grace Van Pelt : 

Rigsby dürüst siması ve itaatkar tavrı ile tam bir ofis uyum insanı. Cho'nun büyüttüğü çocuk diyebiliriz. Van Pelt ise ekibin IT uzmanı. Zaten böyle yapımlarda olmazsa olmaz bir tekniker vardır. Sezon ortalarında eğitim için gidip geldiğinde hayli değişmişti. (Doğum izni mi aldı bilmiyorum ama fiziksel görüntüsü bana bunu çağrıştırdı. Kilo alımı yüzüne kadar belli ediyordu çünkü) İkilinin iş kuralları gereği ilişkilerini sonlandırması ama nihayetinde bir araya gelebilmesi onlar için güzeldi. Yapımcılar 6. sezon ortası yeni yüzlerle devam etme kararı verdi herhalde. Yine de diziden son bölüm de dahil arada bir gözükerek tümüyle yok olmayışlarını sevdim. 


Editör Yorumu: 

Dizi seyirlik. Eğlenceli. Ancak zeka işi soluksuz bir macera falan değil. Patrick Jane'in peşine düştüğü Red John diziyi izlenir kılan en önemli unsur. Doğal olarak kimmiş? Jane'ye bu denli takmıştı da ailesini hedef almıştı gibi birçok sorunun cevabını bulmak için yola çıkıyorsunuz ama sonucu çok da tatmin edici bulduğumu söyleyemem. Jane'in kendi adına en nihayetinde bu defteri kapatıp ilerleyebilmesi zaten beklediğimiz şey. Daha etkileyici olmasını bekliyor insan.


 Editör Notları:

* Kanadalı oyuncu Simon Baker'ın gülüşü çok tatlı. Bildiğim kadarıyla bu yapım sonrası dizi ya da film projesinde yer alsa da bu denli popüler olmamış.

* The Mentalist ülkemizde CNBC-E kanalında yayınlandı. (Ah birileri şu kanalı aynı formatta geri getirse ya artık!  Tv  kanallarının yayınladıkları şeyler berbat ve saçmalıklar diz boyu! Bu nedenle izlemiyorum zaten!)

* Her bölüm 40 -45 dakika olunca sıkmıyor. Sanırım tamamını bir haftada bitirdim.



 

24 Aralık 2023 Pazar

Star Wars: Ahsoka (2023)

İlk olarak Star Wars: Klon Savaşları (2008-2020) animasyon dizisinde görünen Anakin'in Padawanı Ahsoka Tano karakteri 2023'e geldiğimizde kanlı canlı biçimde Disney elinde bir diğer mahvedilmiş Star Wars yapımı olarak izleyicinin karşısına çıktı. Konu kronolojik olarak 6 ile 7 film arasında geçmektedir ve Star Wars Asiler (2014-2018) animasyon dizisinin devamıdır. İmparatorluğun çöküşünün ardından galaksiye yönelen yeni bir tehdidi ve bunun ardındaki haritayı araştıran Ahsoka Tano'nun maceralarını anlatır.


Editör Yorumu:

* Dizinin beni tek çeken tarafı yılların ardından Anakin Skywalker'ı ve bu rolde yeniden kameralar karşına geçen oyuncu Hayden Christensen'ı görebilmiş olmak.

* Eğer Star Wars'da en sevmediğiniz karakterler hangileri diye sorsanız ilk sırada Jar Jar Bings 2. sıraya da bu karakteri koyarım. Özel bir sebebi yok. Sadece hiç ama hiç hoşlanmıyorum. Parazit, yer doldurmak için üretilmiş türlerden gelir kendisi. Clone Wars'daki varlığı da animasyonu izlemeyiş nedenlerimden biridir. 

* Star Wars'da herkes çırağıyla sınanıyor galiba. Tekrarlanan hikayeler sıkıyor.

* Ahsoka Tano neden öldü? Anakin'e aşık olmuş, kendisini dağa taşa vurmuş başka gezegenlerde sürgün hayatı yaşamış darth vader olunca kendisini öldürmüştür. (Not: Bilginin yer aldığı internet kaynağını ciddiye almam ve sevmem. Çünkü seviyesiz, küfürlü berbat bir yerdir.)


 

5 Haziran 2023 Pazartesi

Howard's End (2017)

Howard's End yazar Ruth Prawer Jhabvala'nın 1910'da kaleme aldığı aynı adlı romandan uyarlandı. Margaret Schlegel rolünde Hayley Atwell ve Henry Wilcox rolünde Matthew Macfadyen'i bir araya getiren, Edwardian İngilteresinde üç aileyi, entellektüel ve idealist Schlegel, varlıklı Wilcox ve işçi sınıfından orta halli Bast'i merceğine alarak sosyal sınıf farklılıklarını irdeleyen bir dönem dizisi. Tarihi içerikleri seven İngilizlere bolca seçenek sunan ülke kanallar sayesinde benim gibi Jane Austen tarzını ayrı tutanlara yeni hikayeler izleme imkanı doğuyor.

Margaret anne ve babasını kaybettikten sonra kardeşleri Helen ve Tibby'i büyütmiş açık fikirli, özgürlükçü bir hanımefendidir. Arada ziyaretlerine gelen teyzeleri hariç kapılarını pek çalan olmaz. Almanya gezileri sırasında varlıklı Wilcox ailesiyle tanışıp bir süre şartlar gereği zaman geçirirler. Sonrasında Helen davetleri üzerine onların şehir dışındaki dinlenme mekanları olan Howard's End'e gider. Ailenin küçük oğlu ve Helen'in beklenmedik yakınlaşması Margeret için olası bir nişan anlamına geldiğinden kızkardeşinin yanına gidip işleri yoluna koymayı umar. Ancak erkek kardeşi Tibby'nin soğuk algınlığı sonrası yerine teyzesini göndermek zorunda kalır. Wilcoxlar her ne kadar nazik kimseler gibi gözükseler de pek de açık olmayan bir nedenle baba Wilcox tarafından bu ilişki engellenir ve Helen açısından tatsız biçimde başlamadan sona erer. Margaret ise durumu teyzesini yolcu ettikten sonra ulaşan mektupla öğrenir. 


Sosyal çevrelerini genişletmenin en iyi yollarından biri şehirdeki konserlere katılmaktır. Gece bittiği sırada Helen yanlışlıkla yan koltuğunda oturan beyefendinin şemsiyesini alır ve delikanlının açıklama çabasını da görmezden gelip önden çıkar. Adam durumu Margaret'a anlatınca genç kadın kardeşi adına mahçup olur. Kendilerine eşlik etmesini ister. Ancak her nedense biraz çekingen hatta evi terk etmek için fazlasıyla aceleci davranırken O'na yaptıkları çay davetini geri çevirirken de oldukça kabadır. Sonraki gün Margaret eve dönerken Wilcox'ların onlara çok yakın bir noktada ev tuttuklarını ve taşındıklarını görür.

Diziye Dair Ek Bilgiler:

- Diznin 1993 tarihli Hollywood versiyonunda başrollerinde  Emma Thompson, Vanessa Redgrave, Helena Bonham Carter, Anthony Hopkins gibi yıldız oyuncuları barındıran film versiyonu 65.Akademi (Oscar) Ödüllerine altı dalda aday olup üçünü kazanmıştır. 


 

28 Mayıs 2023 Pazar

Grey's Anatomy (2005-?)

Emmy ve Altın Küre ödüllü medikal drama 2005'te yola çıktığından bu yana 19. sezonuyla halen yoluna devam eden uzun soluklu bir televizyon dizisi. Türkiye'de Show Tv yapımı Doktorlar buradan uyarlanmıştır. Ancak bizdeki hikaye Grey's Anatomy'nin ilk 3-4 sezonunu kapsıyor sadece.

Hikayemiz ana karakterlerin Seattle Grace Hastanesi'nde (finansal nedenlerle daha sonra bir başka hastane ile birleşip Seattle Grace Mercy West adını alır) asistanlık sürciyle başlar. Meredith Grey ünlü genel cerrah  Ellis Grey'in kızıdır. Onu da alıp babasını terk eden annesi zor bir karakterdir ve öğreniriz ki genç kadın aslında hep ona kendini kanıtlama ve takdirini kazanma çabasıyla kolay olmayan sancılı bir büyüme süreci geçirmiştir. Hastanede göreve başladığında Herkesten sakladığı bir gerçekle annesinin alzaimer hastalığının yarattığı sıkıntıyla boğuşmaktadır. Cristina Yang prestijli Standford mezunu doğuştan yetenekli, çalışkan ve asosyal bir tiptir. Kore kökenlidir (Hatta ilk bölümde Çinli sanılmasına hayli bozulur). George O'Malley orta halli bir ailenin doktor olan ve gurur duyulan ama özellikle kardeşlerinin bebek muamelesi yapıp pek de sallamadığı çocuğudur. Izzie Stevens eğitim masraflarını karşılayabilmek için bir dönem modellik yapmak zorunda kalan, oysa doktordan çok bu ve buna benzer bir sektöre aitmiş gibi duran bir prensestir. Alex Krev hikayedeki diğer uyumsuz ve serseri tiptir. Hastenenin uzman doktorları Sinir Cerrahisi'nin başında yer alan Derek Shepherd (Patrick Dempsey), kardiyoloji cerrahisinin başında yer alan Preston Burke (Isaiah Washington),  Meredetith ve Cristina'nın erkek arkadaşlarıdır. Onlarla birlikte Ellis Grey'in uğruna kocasını terk ettiği cerrahi şefi  Richard Webber (James Pickens Jr.) ve asistanları hizaya sokan idari şef Miranda Bailey ilk altı sezonun değişmeyen yüzüdür. Karakterlerden bazıları ya ölerek ya da işten ayrılmayı seçerek sonraki sezonlarda yer almaz 

Addison Montgomery (Kate Walsh), Shepherd'ın en iyi arkadaşı Estetik Cerrahı Mark Sloan (Eric Dane) ile aldatan eşi ve kadın doğum uzmanıdır. 3. sezonda başka şehre taşınarak diziye veda etse de ara ara bazı bölümlerde geri döner. Askeri travma cerrahı Owen Hunt Yang'ın bir sonraki aşkıdır. Callie Torres (Sara Ramirez), ortopedi cerrahi uzmanıdır. Önüne gelene bilikte olabilen bu karakter sonraları biseksüek bir karakter halini alıp çocuk cerrahisinden Arizona Robbins (Jessica Capshaw)'la evlenir. Hastane birleşmeye gider ve yeni bir gurup ekibe katılır. Elbette bu sevimli bir hoşgeldin süreci olmaz. Çünkü bazıları için işten çıkarılma riskini de beraberinde getirir. Ana karakterlerin uzmanlıklarını almasının ardından bu kez kadraja onların eğittiği yeni çaylaklar girer. Teddy Altman (Kim Raver), Derek'in kızkardeşi Amelia Shepherd (Caterina Scorsone) ile hikayeye eklenir.

 

Editör Yorumu:

Hikaye böylesine uzun soluklu olmasına karşın ilk 7 hatta 8 sezon pek de bayılınası değildi. Açıkçası sabredip devam etmeseydim çöpe atacaktım. Ancak 18 sezonu da arşivleyince "onca yıl insanlar ne bulmuş ki bu kadar devam etmiş?" merakıyla sürdürdüm. Bu bağlamda 9 ve 10 en iyi sezonlar olabilir. 13 sezonu geride bıraktım. Sonrasına şu an için birşey diyemiyorum. Çünkü izleme sürecim devam ediyor.

Karakterlerin doktorluk harici yaptığı yegane şey ya birbirileriyle ya da astlarıyla yatıp durmaları. Bir süre sonra artık bunların hayatlarındaki sığlığa bakıp akşamları kulüpte takılmak ve iş arkadaşlarıyla ilişki yaşamaktan başka birşey yok mu diyorsunuz? 

Şimdilerde Abd'de gey, homoseksuel, biseksüel tercihlerin özgülük kavramı altında normalleştirme politikasının ta bu dönemlerden filizlendirildiğini görürüz. (Fiziksel özelliklerle gelen tercihe itirazım yok. ama sırf öylesini istiyorum diye yapılan tercihi saçma ve sapıkça buluyorum. Kusura bakmasın kimse. Bunu normal falan da görmüyorum. Normalleştirme çabasını da desteklemiyorum. Eğer tercihe saygı deyip geçersem inandığım dine, onun kutsal kitabına küfretmiş olurum. Çünkü bu yaklaşımlar o kitaba göre yaygınlaşan ve normalleşen toplumlara lanet edilip helaklarına yani yok edilmelerine neden olacak kadar istenmeyen ve kabul edilmez birşey olarak yazıyor.)

7 Mayıs 2023 Pazar

Buffy the Vampire Slayer (1997)

Siz de benim gibi eski yapımlara göz atmayı sevenlerdeseniz buyurun bir diğer nostaljik seriye.Buffy the Vampire Slayer 1997'de başlayıp 2003'te son eren 7 sezonlık bir dizi Ve bir çizgi roman uyarlaması.


Buffy Summers'ı (Sarah Michelle Gellar) "Vampir Avcıları"nın sonuncusu olarak iblisler ve diğer karanlığın güçlerine karşı savaşmak için "çağrılmış" (kader ile seçilmiştir). Üstün fiziksel güç, dayanıklılık, çeviklik, daha hızlı iyileşme, güçlü önsezi duygusu ve sınırlı bir seviyede duru-görü (genellikle kehanetlerle ilgili rüyalarında kullanır) özelliklerini verir. Kendinden önceki avcılar gibi rehberi ve öğretmeni olan bir Gözetmen tarafından eğitilir. Avcı kuşağındaki diğerlerinin aksine, kendisine yardım etmeyi seçen ve daha sonra "Scooby Çetesi" olarak adlandırılan arkadaşlar edinir.

 

İlk sezon, Buffy Summers eski okulunun spor salonunu ateşe verdikten hemen sonra zorunlu olarak mekan değiştirir ve Sunnydale'e taşınır Sıradan bir liseli olmak ve bu kez herkesten sır olarak sakladığı avcılık görevlerinden uzak durabileceğini umar. Ama bu planları daha okulun ilk günü yeni gözetmeni Rupert Giles tarafından bozulur. Çünkü Sunnydale Lisesi tam da belanın merkezinde  iblislerin krallıklarına açılan bir "kapı" olan "Cehennem Ağzı" üzerinde yer almaktadır. Buffy, "Efendi" isimli antik ve çok güçlü bir vampirin Cehennem Ağzı'nı açmasını ve Sunnydale'i ele geçirmesini önlemek zorundadırlar. Buffy dizi boyunca karanlığın güçleri ile savaşmasına yardım eden Xander Harris ve Willow Rosenberg ve ponpon kız Cordelia Chase ile tanışır. (Özellikle bu ikincisinin çok salak ve kıt beyinli bir hali vardı maalesef. Sonraları cadılık işine merak salar ve eşcinsel olduğunu da görürüz.) Daha sonradan kendilerini Scoobyler olarak isimlendiren tayfa diğer avcıların aksine Buffy'nin yoldaşı ve yardımcısı olur. Eline kazığı alan avcı yardımcısı modundadır yani. Gölgelerde ortaya çıkan Angel isimli gençse ilk görüşte vurulduğu gizemli bir kişiliktir.

3.sezon Xander hariç gençleri üniversite öğrencisi olarak görürüz ki dizinin uzunluğuna bakarsak zaten bu kaçınılmazdır. Kızımız Buffy Angel'li geride bırakıp fabrikada upgrade edildikten sonra fiziksel gücü arttırılmış bir diğer delikanlı Riley Finn ile ilişki yaşar. Ancak adamımız kız arkadaşının kalbinin halen bi yerlerde Angel için çarptığını düşünmektedir. Hikayeyi renklendiren Spike karakteri ise Drusilla (bir diğer kıt beyin tavırlı kadın karakter) ile ortaya çıkar ki Angel ile ortak bir vampir geçmişi paylaştıklarını öğreniriz. Vampirliğini bastıran çip sayesinde normalleştiğinde ise (yanılmıyorsan 5. sezon) Buffy'e abayı yakan erkekler silsilesine katılır. (Bana fazlasıyla Harry Potter'daki Draco Malfoy'u anımsatıyor. Neden bilmem:)

EDİTÖR YORUMU:

Buffy: The Vampire Slayer, ülkemizdeki ününe ve uzun yıllar yayın kanalının sıkı takipçisi olsam da televizyonda izlemediğim yapımlardan biri.  Sonunda uygun altyazı ile edinebilmiş olsam da açıkçası çok da izlenir bulduğumu söyleyemem. (Diziyi benim açımdan izlenir kılan tek karakter Angel resmen harcanıp kendi Spin Off için gitmesi kötü olmuş. Bir vampir avcısı ile vampirin birlikte olması sıradan olur diye düşünülmüş herhalde.) Dizide gözetmen Rupert Giles olarak rol alan oyuncuyu daha onra Merlin'de Kral Uther olarak izlemiştim ki iki yapım arasında geçen zamanla ne denli yaşlanmış olduğunu görmek beni şaşırttı.

 

NOTLAR:

 - Dizinin 1992 tarihli aynı adla yayınlanmış bir korku komedi film versiyonu mevcut.

- Buffy elde ettiği başarı sonrası romanlar, çizgi romanlar ve video oyunları da dahil olmak üzere yüzlerce alt ürüne öncülük etti. Dizi hayran yapımlarında (hayran filmleri de dahil olmak üzere), popüler kültürde ve akademi'de büyük bir ilgi gördü. Buffy, yan ürün dizisi Angel ve iki dizinin de beraberinde üretilen tüm ürünler Buffy evreni teriminin oluşmasına sebep oldu. (Alıntıdır.)


- İnternetin hayatımıza yeni teni girdiği dönemlerden 1997 yılında başlayıp 7 Sezon 144 bölüm devam eden ve ülkemizde CNBC-E kananalında izleme imkanı bulduğumuz dizi  iki Emmy Ödülü, bir Satellite Ödülü, bir Hugo Ödülü, altı Saturn Ödülü kazandı ve birçok ödüle de aday gösterildi. (Alıntıdır.)

 

- Şimdilerin gençlerinin sanal dünyada ne kadar vakit geçirip ne ölçüde asosyal birer kişiliğe büründükleri düşünülürse 90'larda Amerikalı liselilerin gece dansa gitmekten başka birşey yapmadıkları da ayrı bir tartışma konusu olabilir elbet. Arkadaşlık kavramının daha güçlü olduğu söylenebilir en azından.