Orijinal Adı: The Gone
Yapım Yılı: 2023-?
Tür: Polisiye, Suç, Seri Katil,Macera
Yayın Kanalı: İnternet Tabanlı Paralı Platform
Bölüm Sayısı: 2 Sezon /Devam Edecek mi?
Ülke: İrlanda, Yeni Zelanda
Orijinal Adı: The Gone
Yapım Yılı: 2023-?
Tür: Polisiye, Suç, Seri Katil,Macera
Yayın Kanalı: İnternet Tabanlı Paralı Platform
Bölüm Sayısı: 2 Sezon /Devam Edecek mi?
Ülke: İrlanda, Yeni Zelanda
Orijinal Adı: Die Kaiserin / The Empress / İmparatoriçe
Yapım Yılı: 2022-?
Yayın Kanalı: İnternet Tabanlı Paralı Platform
Bölüm Sayısı: 2 Sezon / Devam Edecek
Ülke: Almanya
16 yaşındaki Bavyera Düşesi, Elisabeth ("Sisi") von Wittelsbach, itaatkar ve uyumlu kızkardeşi Helene''nin aksine asi ruhlu bir kızdır. Annesinin ayarladığı tüm asil soydan koca adaylarını görmezden gelip biçilen evlilik ve eş rolüne direnirken "kendi hayatının sahibi" olma hayalleri kurar. Sabahın erken saati bir diğer tanışmadan kaçıp kendini kırsala atar ama şansız bir hamle atının yaralanmasına neden olunca babasını gece eğlencesi sonrası uyduğu kadınların koynundan çıkarıp yardım ister. Hayvan için seçenek yoktur. O sabah yaptığı seçim gözyaşları eşliğinde ona veda etmesine neden olmuşken üstüne bir de evde kendisini bekleyen annesinin öfkesinden kaçış yoktur. Kadının histeriye varan öfkesine direnir. Neyseki Helene ("Nene") ortamı yatıştırır. Elisabeth ablasının durumundan habersizdir. Genç kadın kendisini bekleyen parlak gelecek için heyecanlıdır. Çünkü Avusturya'nın sonraki İmparatoriçesi yani Kayzerin'i olmaya adaydır.
Aynı gün genç imparator Franz Joseph Viyana'da her ne kadar aşırı bir karar olduğunu düşünse de monarşinin korku gölgesi altında sağlam kalacağına inanan annesi Arşıdüşes Sophie'nin baskısına karşı çıkamaz ve devrimci bir grubun idamına onay vermek ve asılma işlemini izlemek zorunda kalır. Dahası kendisine sorulmadan verilen bir diğer kararla belirlenmiş eşi kabul etmesi istenmektedir. Yoksunluğunu ve yorgunluğunu metresi Kontes Louise'in kollarında dindirir. Bavyera Düşesi Ludovika ve kızları tanışma ve nişan için Viyana'ya doğru yola çıkarlar. Ağırlanacakları saraya ulaşırlar. Yaşanan bir sandık karmaşası onları yas kıyafetlerine mahrum bıraktığı sabah, önceki gece neşeyle gülüştüğü Helen ve annesi öfkeli ve sinir bozucu iki yabancı dönüşmüşken Elisabeth daha sade bir elbise ile yaralı bir kuşu azad etmek içi saraydan çıkar. Yürüyüşü onu bir çeşmeye götürdüğünde atını sulamak için mola vermiş görünen Franz Joseph'la karşılaşırlar. Birbirlerinin kimliğinin farkında olup konuşurlar.
Ardından konuk evinde beklenen takdim ve tanışma gerçekleşir. Franz'ın kardeşi (Sisi'nin annesinin tasviri üzerine köpeklerden kalan artıklardan biri ve potansiyel koca adayı) Maximilian da katılımcılardan biridir. Özellikle yanında getirdiği Barones Francesca'ya tavırları Sisi için gıcık ve rahatsız edici olunca aklından geçeni söylemekten kaçınmaz. Cümleleri salonda soğuk duş etkisi yaratır. Ancak farklılığı tıpkı Franz gibi Maximilan için de cezbedicidir. Arşıdüşes Sophie mekanın sıcaklığını vurgular ve bahçede dolaşmayı teklif eder. Elbette oğlu ve gelin adayının beraber zaman geçirmesi için ortam yaratmak istemiştir. Elisabeth gruplar halinde ilerlerken yalnızdır ama gözü Helene ve Franz'dadır. Yanındaki kadını bırakıp kendisiyle sohbeti daha cazip bulan Maximilan'ın ne beklediğini farkındadır. Gezi bitimi Helene kardeşinin Franz'la karşılaştığını öğrenmiş ve durumdan nedense fazlasıyla rahatsız olup öfkelenmiş gibidir.
Doğum günü için yapılacak kutlama öncesi sabaha karşı Franz uşağını gönderip Elisabeth'i çağırtır. Geceliğiyle gelen (?) kıza şampanya ikram eder. Kıza duygularını ve isteğini açıklarken muhtemelen annesinin kolay idare edilebilir gelin adayı beklentisini ve her şeyi kontrol etme arzusunun boğucu döngüsünü kırabileceğini düşünmektedir. Elisabeth kızlardeşinin geleceğine engel olmak istmez ama adama karşı hislerinin filizlendiğinin de farkındadır. Tutkulu öpücüğüne karşılık verirken Franz zaten aradığı cevabı da almıştır... Doğum günü kutlamasında Elisabeth'le evlenmek istediğini açıklar. Böylece Elisabeth sevgi yoksunu annesine ve Helene'in iyi niyetten uzak düşmanca tavırlarına inat yeni bir geleceğe doğru adım atar... Ancak ne saray hayatı görüldüğü gibi toz pembedir ne de aşk masum...
NOTLAR.
- Elisabeth rolünde Türk asıllı oyuncu Devrim Lingnau yer almış. Hatta iki oyuncu daha var.
- Elisabeth "Sisi" hitabını hiç sevmiyor görünüyor. O dönem sanırım Middle Name-Göbek Adı yaygındı.
- İsyankar ruhlu diye Düşes Ludovika'nın kızına bu derece düşmanca ve değersiz bir pislik gibi davranması tuhaf geldi. Sanki öz evladı değil! Çocuklar arası ayrımcılık da ayrı konu.
- Tarihsel bağlamda Düşes Elisabeth Von Wittelsbach / Kayzerin Elisabeth devrinin en güzel kadınlarından biri olarak gösterilirmiş. Evliliği peri masalı gibi başlasa da monarşi kıskacında bir çok kadın gibi ihanet ve yalnızlıkla sınanmış. 1898'de bir suikast sonucu hayatını kaybetmiş. İnternette birçok fotoğrafı ve portresi mevcut. NOT: (Fotoğraf dedim evet yanlış görmediniz. Birçok insan ilk fotoğrafın 1827'de çekildiğini bilmez. Türkiye'de ise 1839'dur. 19.yy'ın 2. yarısıyla yaygınlaşır ama pahalı ve gereksinimden çok zevk için tercih edilen birşey olunca kraliyet aileleri ya da soylular bu nimetten daha yararlanmış.)
![]() |
Kaiserin Elisabeth (Yağlıboya Portre) |
- Bu yapım haricinde yapılan birçok uyarlamadan biri ve muhtemelen en bilineni Sissi filmidir. 1955'te Ernst Marischka'nın yönettiği ve başrolünde Romy Schneider ve Karlheinz Böhm'ün yer aldığı üç filmlik serinin ilkidir. Devam filmleri sırasıyla The Young Empress ve Fateful Years of an Empress'tir.
Project Blue Book, ABD Hava Kuvvetleri tarafından UFO'ları araştırmak ve iddiaları çürütmek için başlatılan gerçek bir araştırmayı konu alıyor. Soğuk savaş devam ederken, Amerika tarihinin en gizemli dönemlerinden birinde gerçek Mavi Kitap (Blue Book) dava dosyalarıyla UFO teorilerini birleştiriyor.
Yapımcılığını Robert Zemeckis'in üstlenip başrolünü Aidan Gillen ile Michael Malarkey‘in paylaştığı dizi Tıpkı The X-Files‘ta olduğu gibi, daha ilk bölümünden itibaren bizi birbirine zıt iki görüş arasında fikir ayrılıklarından doğan mücadeleyi izlemeye zorluyor. UFO iddialarını çürütmek için programa dahil edilen Hynek, arada bir akılcı ve basit açıklamalarla olayları yorumlasa da bölümler ilerledikçe şahit oldukları sonrası yaklaşımı değişiyor. Üsleri ise çıkınlarında gizledikleri bir ton dosya konusunu en iyi nasıl örtbas ederiz derdindeler. Bu amaçla biliim adamına partner olsun diye görevlendirdikleri Yüzbaşı Michael Quinn‘in tek derdi dosyaları bir an önce kapatıp üstlerine rapor vermekten.
NOT: Project Blue Book, UFO’lara yönelik kamuoyunda oluşan söylenti ve hareketliliğin arttığı 1952’de başlatılmış bir Hava Kuvvetleri programının kod adıydı. Amaç, Soğuk Savaş döneminde olası paniği önlemek ve sözde UFO gözlemlerini inceleyip çürütmekti. “Blue Book”, özellikle İngiliz Parlamentosu için hazırlanan raporları ifade eden ve geçmişi 15. yüzyıla kadar giden siyasi bir terimdir.
Editör Yorumu:
- Dizi ne yazık ki büyük beklentilerle başlayıp X Files'ın berbat bir çakmasıymış diyerek bitirdiğim bir yapım oldu. (Sonunu zoraki tamamladım.)
Orijinal Adı: FBI.
Yapım Yılı: 2018-...
Yayın Kanalı: CBS /Türkiye'de Yayınlanmadı.
Bölüm Sayısı: 7 Sezon / Devam Ediyor.
FBI, Federal Bureau of Investigation’ın kısaltmasıdır ve Amerika Birleşik Devletleri’nde federal soruşturmaları yürüten bir kurumdur. Ülke içi çalışır. Konusu New York Ofisi’ne bağlı FBI ajanlarının görevlerini yerine getirirken ve suçla mücadele ederken yaşadıkları zorluklar, karşılaştıkları engellerdir. Bolca dış bağlantılı karanlık dosya, islami terör hikayesi vardır. Dizi Amerika'nın şovenizmi kokan her daim düşmanlarına karşı mücadele ettiği senaryolar sunarken kaliteli ve gözlemci izleyici kitlesine bilinçli bir şekilde soğuk savaşta Rusya, 90'larda Kaddafi, 2000'lerde El Kaide, 2010'dan sonra Deaş, İsis gibi örgütleri hikayelerine taşımasının ardındaki zihnin, "kasıtlı" çabasındaki amacı sorgulatır.
Ana karakterlerden Maggie Bell ilk bölümde eşi ve meslektaşını kısa süre
önce yitirmiş başarılı bir ajandır. Elbette bölümler ilerledikçe kaybın
travmasını atlatamadığını ve olayın ardında bazı bilinmezlikler
olduğunu öğreniriz. Partneri Afganistan'da çalışmış asker orduda görev
yapmış Mısır asıllı Omar Adom “OA” Zidan ile uyumludur. Esmer ve tam da
ırkının adamı görünümündedir. Üniversite öğrencisi bir kızkardeşi
vardır. İnançlı bir müslüman gibi yansıtılıp buna dair bolca ikilem
hikayesi yansıtılsa da aslında oldukça Amerikalılaşmıştır. Namaz kılmaz
ya da ortağının Ramazan zamanı çikolataya yediğini fark etmesi üzerine
"biraz mola verdim" diyecek ölçüde dinini yaşayan bir tiptir. Kripto para yatırımı yapar. Son
sezonlara doğru Amerikalı bir sevgili de edinir.
Editör Yorumu:
- Orta doğulu görünümü (kara kaş, kara göz) sevenler vardır illa ki ama ben onlardan değilim. Açıkçası Zidan'a hayat veren oyuncunun o sakalla iyica at suratlı yani uzun yüzlü görünüşü bana çok itici geldi. Hoş mu görünüyor ki?
- Criminal Minds, Cold Case, CSI gibi aynı mantıkta yıllardır uzun soluklu dizler yapılıyor. Bazılarını izlemiş ve oldukça da beğenmiş biri olarak daha yeni bir yapımla yola devam etmek istedim. Ancak nedendir bilmem pek umduğumu bulamadım. Konuları kötü olmasa da beni içine çekti diyemem. Bütün sezonları indirmiş olmasam ve bu işe harcadığım zamana acımasam bırakırdım. 6. sezonu yarıladım. İzlemeyi sürdürüyorum.
NOT
- Rizzoli & Isle'de FBI ajanı Gabriel Dean rolünde tanıdığımız Billy Burke bu yapımda Rowan Quinn rolünde geçmişte Quantico'da Zidan'ın eğitmenidir. Ona pislik gibi davranmış, sürekli bırakması yönünde baskı uygulamıştır. Oysaki en sağlam adaylara bu şekilde davranmaktadır. (Buraya yazmamın nedeni başlangıçta Rizzoli & Isle'daki aynı rolü oynadığını sanmam.)
- Dizi ekranlarda devam eden kimi diğer yapımlarla bağlatısı vardır. Sıkça FBI: International, Chicago P.D. ve FBI: Most Wanted ' dan "croscover" karakterler ağırlamıştır.
Orijinal Adı: House M.D. / House /Doktor House
Yapımcı: David Shore
Yapım Yılı: 2018-2022
Yayın Kanalı / Türkiye Yayın Kanalı: Fox (ABD) / Cnbc-e (Türkiye)
Bölüm Sayısı: 8 Sezon 177 Bölüm
Ülke: Abd
Tür: Tıp, Medikal, Günlük Yaşam
Doktor Gregory House, New Jersey'deki (kurgusal) Princeton-Plainsboro Hastanesi'nde Başkanlık yaptığı Tıbbi Tanı Uzmanlığı Departmanı'nda bulaşıcı hastalıklar ve nefroloji konusunda uzman ünlü bir doktordur. Özellikle kuruluşa gelen ilginç ve teşhisi konulamayan hastaları inceler. 3 kişilik ekibi Eric Foreman (Nörolog, Sinir Sistemi Uzmanı), Robert Chase (Kardiyoloji ve Yoğun Bakım Uzmanı) ve Allison Cameron (İmmünolog, Bağışıklık Sistemi Uzmanı)'ndan oluşur.
Onkoloji bölümü şefi doktor James Wilson ve hastane yöneticisi Lisa Cuddy tuhaf, bencil karakterini bilen iki eski arkadaşıdır. Yönetim kurallarına ve yasalara uymayan tavrı sürekli başına işler açar. Lisa Cuddy, House'ı işe almadan önce onun bu özelliğinden haberdardır. Bir şekilde House'u dengeleyebileceğini ve kontrol altında tutabileceğini düşünmektedir. Sonuçta adamın manipülatif zekası ve ona rağman yaptıkları başına ciddi sorunlar açar.
Aşağıdaki yazı sezonlar hakkında ayrıntılar içerir
İlk iki sezonun ardından dizi ne yazık ki benim açımdan düşüşe geçti. Sezon finalinde ekibi House'la çalışırken sınırlarını zorlayan süreçler yaşamıştır. Sonrasında kimi kovulup kimi de istifa edince ekip dağılır. Çünkü 3. sezonla birlikte House kendinden istenen yeni ekibi oluşturmak üzere kalabalık bir doktor grubunu uygulamalı elemeye tabi tutar. Sıradan bir acil servis hasta muayenesi periodunda her zamanki kaba ve sinir bozucu hasta yaklaşımı başına bir dizi sorun açacak olana dedektif While Tritter'la karşılaşana kadar davranışları konusunda alabildiğine umarsızdır. İlk kez karşı saldırı canını yakar. Adam takıntılı biçimde House'a ders vermek için onunla uğraşmaya başlar. Bağımlılığı başına dert olur.
4. Sezon Biseksüel Dr. Remy "13" Hadley (Dahiliye Uzmanı), Dr. Chris Taub (Plastik Cerrah), Dr. Lawrence Kutner (Spor Hastalıkları Uzmanı) oluşan yeni ekiple yoluna devam ederken eski çalışanları hastaneye döner. Dr.Foreman, Dr. Cuddy tarafından Dr. House'un departmanında çalışmak üzere eski ücreti ile tekrar işe alınır. Dr. Chase, House tarafından kovulmasına rağmen Cerrahi ve Ameliyat bölümünün, istifa eden Dr. Cameron da ER (Acil Servis) departmanının başına geçer. 5. Sezon bu ekipten iki doktorun ölümü sonrası artık ilaç bağımlılığı tavam yapan House halüsülasyon görmeye başlar ve sonunda gönüllü olarak kendini bir enstitüye kapatır.
6 Sezon idari pozisyon Dr.Foreman'dadır. Numara 13 ile aşk ilişkisi içindedir. House biraz misafir pozisyonundadır. Cuddy'nin dedektifle ilişkisini mercek altına almak ve baltalamak gibi ergen işi girişimleri olur. Sezon sonu enkaz altında kalan bir kadının "canlı canlı" bacağını kesmek zorunda kalır. Onca çabasına rağmen hayatını kaybedince herşeyi doğru yaptğı halde neden bu sonucu yaşadığı konusunda kendini sorgular. Cuddy yaralarını tedavi eder. Sonra duygularını dile getirir. Birlikte olurlar. 7.Sezon House'in Cuddy hatırına bencil uyumsuz ve sevimsiz tavrını minimalize etme çabası vardır. Yine de ilişkilerinde güven sorgulaması sınavları olur.
NOTLAR:
Dizinin 2019 yılı Türkiye uyarlaması Hekimoğlu Karga Seven ve OJO Pictures imzalıdır. Kanal D'de yayınlanmıştır. 2 sezon 51 Bölüm devam etmiştir. Diziye seçilen oyuncular bence takdir edilesi ölçüde gayet başarılı seçimlerden oluşmuş. Ekrana geldiği dönem ve hatta tekrar edildiğinde de 2.kez izlemiştim.
Başrol Ateş Hekimoğlu'na Timuçin Esen, Onkoloji uzmanı Orhan rolünde Okan Yalabık, hastane yöneticisi ve endokrinoloji uzmanı İpek Tekin rolünde Ebru Özkan, ekibini oluşturan üçlü "Memoli" veya "Dolapdereli" olarak çağırdığı Mehmet Ali Çağlar rolünde Kaan Yıldırım, kardiyoloji ve yoğun bakım uzmanı Emre Acar rolünde Aytaç Şaşmaz, Bağışıklık Sistemi ve İç Hastalıkları uzmanı Zeynep Can rolünde Damla Colbay yer alır.
Orijinal Adı: A Discovery of Witches
Orijinal Hikaye: Deborah Harkness / Kitap: All Souls Trilogy
Yapım Yılı: 2018-2022
Yayın Kanalı / Türkiye Yayın Kanalı: Sky One-Sky Max / Yayınlanmadı
Bölüm Sayısı: 3 Sezon 25 Bölüm
Ülke: UK
Tür: Büyü, Fantazi, Gizem, Romantik
Doktor Diana Bishop (Teresa Palmer) bilim tarihi üzerine doktorasını tamamladığı Yale Üniveritesi'ne misafir araştırma görevlisi sıfatıyla sunum yapmak üzere davetlidir. Hazırlanıp çıkar. Bisikletini park yerinde zincirlerken notlarının yer aldığı bir deste çıktı yerlere saçılır ve istemsizce kendi kendine toplanmalarına neden olacak bir büyü yapar. Ardından dehşet içinde bunu gören birilerinin olup olmadığını anlamak için çevresine bakınır. Neyse ki şanslıdır. Dinleyicilere takdim edilirken basılan ödüllü iki kitabına ve göz dolduran Akademik çalışmalarına dikkat çekilir. Simya üzerine yaptığı sunumu alkışlar eşliğinde tamamlar. Çalışmasının akademik düzeyde yayınlanıp yayınlanmadığını soran dekan burada açılması muhtemel bir pozisyonu teklif eder.
Arkadaşı Gillian Chamberlain salondaki dinleyicilerden biridir. Klasik tarih alanında çalışmaktadır. Kadro için uzun süredir bekleyiş halindedir. Kendisi gibi cadıdır.o gece toplanacak meclisten söz eder. Ama gitmeye niyeti yoktur. Ailesini kaybettikten sonra büyü kullanmaktan kaçınmaktadır. Çalışmalarına devam etmek için ertesi gün kütüphanede Ashmole Yazmaları'nı görevliden ister. Dördünden özellikle biri, 782 saylı kitap onu raftan alan görevli için önce orada yokken sonrasında aniden belirir. Tabii kadın için bilinmezlik olarak kalır bu durum. Diana kitabı okumak üzere sayfalarını çevirmeye başlar. Ancak çok geçmeden tuhaf bir dizi olay meydana gelir. Önce elektrikler kesilir. Ardından boş duran sayfaya ışık tuttuğunda beliren satırlar aniden adeta eline akar ve onda tuhaf bir yanık oluşturur. Korku içinde salondan çıktığında biri tarafından izlendiğinin henüz farkında değildir.
Hikayedeki karizmatik erkek Matthew Clairmont (Matthew Goode) aynı üniversitede biyokimya profesörüdür. Fransız asıllı köklü aile geçmişine sahip bir vampirdir. Vampir oğlu ve aynı zamanda Laboratuvar meslektaşı Marcus Whitmore ile Miriam ile birlikte gizemli geçmişlerine, türlerinin köklerine dair çalışmalar yapmaktadır. (Kendisi Downton Abbey'de Henry Talbott rolünde izlemiştim.)
Cadı varlığını hissetiği Diana'yı şehre adım attığı andan itibaren kadrajına alır. Amacı belirsizdir. Kütüphanedeki karşılaşmalarında Diana onun ne olduğunu anlar. Özellikle daha önce kullandığı ancak aslında o gelmeden hatta yıllarca kayıp olarak listelenen 782 saylı el yazması kitabı sorar. Hafta boyunca sıkça genç kadının karşısına çıkar. Kendisi rahatsılık verme noktasında listenin başında yer alıyorken, tüm gözlerin üzerinde olduğu konusunda uyarıda bulunur. Cadı meclisi ise çoktan hareketlenmiştir. Yeni sağ kolu ile okula gelen Lider Peter Knox, Gillian'dan kitap ve onu alan kişinin bilgilerini ister. Meclise bağlılığını sunan her cadı gibi bildiklerini anlatırken aslında muhtemelen adamdan yana hissettiği tehditkar tavır O'nu bunu yapmaya mecbur bırakır.
Diana, kano ile yaptığı akşam egzersizin ardından bir kez daha Matthew Clairmont orada beklemektedir. Yaşam Kitabı olarak adlandığı yazmanın yüzyılladır kayıpken sadece o istediğinde ortaya çıktığını sorar. Gücü olmayan bir cadı olarak nitelendirse de adam kesinlikle aynı fikirde değildir. Uzaklaşırken yerde düşürdüğü tişörtü alır ve koklar. Yavaşça yanından geçip gitmesini söyler. O andan sonra birden bire bakışlarında genç kadını korkutan, vahşi bir arzu ve acıkma halini alan bir ifade yerleşir.
Sonraki gün Mathew diğer canlılar için tehlike oluşturmamak ve avlanıp susuzluğunu gidermek adına kendini kırsala atmışken Diana artık açıkça kendisi için bir tehdit unsuru gibi görünen, diğer türleri tehdit ve yok edilmesi gereken varlıklar olarak niteleyen Knox'dan kaçınmaya çalışmaktadır. Ancak bu sandığı kadar kolay değildir. Davet edildiği toplantıda resmi şekilde tanıştırılır. Mekandan uzaklaşsa da kitabı isteyen sesi kafasında yankılanmayı sürdürür. Kontrolünü kaybedip büyüsünü harekete geçirir ve adamın kendisini izlediği penceredeki cam yüzüne doğru patlar. Arkadaşı Gillian'ın da onun adına çalıştığını fark ettiğinde edinmesi gereken müttefik kafasında netleştirmiş olur. Matthew Clairmont... İhtiyaç duyduğunda oradadır. Adam tarafından araştırma laboratuvarına götürülür. Şu anda iblislerin delirdiğini, vampirlerin dönüştürme gücünü kaybettiğini, cadılarınsa benzer bir kaderi paylaştığını öğrenir. Kitap bunların anahtarıdır.
Editör Yorumu:
Hikaye güzel başlamıştı. 2. Sezon konusunu ve devamı nedense tüm ilgi ve merakımı aldı götürdü. Son sezonun bir yerinde bıraktım. Sanırım kitaplar yaş kitlesi daha genç insanlara hitap ediyor. Acemi işi ve sıkıcı hale geldi benim açımdan. Erkek baş karaktere Downton Abey'den aşinaydım ama kadına zaten hiç ısınamadım. Oyuncu sizi yakalayamıyorsa zaten gerisi boş.
Orijinal Adı: Apples Never Fall
Yapım Yılı: 2024
Yayın Kanalı / Türkiye Yayın Kanalı: Peacock / Yayınlanmadı
Bölüm Sayısı: 1 Sezon
Yayın Dönemi: 2012-2023
Bölüm Sayısı: 36 (9 Sezon) / Final Yaptı
Yayın Kanalı / Türkiye Yayın Kanalı: ITV / Yayınlanmadı
İlgili Seriler: Inspector Morse (1987-1993) 7 Sezon (3'er Bölüm)
Tür: Polisye, Dedektiflik, Aile, Gizem, Dönem
Ülke: İngiltere
Endeavour yayınlandığı dönem ülkesinde ilgiyle izlenmiş ancak muhtemelen yurt dışında Sherlock kadar ses getirememiş, seyir sürecime renk katan uzun soluklu bir yapım. Hatta geçtiğimiz yıl üç bölüm ekrana gelmiş. Colin Dexter tarafından yazılan on üç serilik bir polisiye romandan uyarlanan ve 1987- 2000 yılları arasında ITV’de yayınlanan "Inspector Morse" adlı dizinin “prequel”i yani baş karakter müfettiş Morse'un "önce"sini, gençlik yıllarını, mesleğe adım atışını anlatıyor. Yapımın bir diğer çekici yönü her bölümün sinema tadında 90 dakika sürmesi. Eh bir de 1960'ların sonu ve 1970'leri kapsayan dönem atmosferi, çekim alanı olarak seçilen Oxford'un o fazlasıyla İngiliz havası solumamızı sağlayan mekanları ve tüm bunlara uyan müzikler eklenince daha fazla beklemek istemedim.
![]() |
Dedektif Müfettiş Fred Thursday Roger (Allam) & Dedektif Endeavour Morse (Shaun Evans) |
Mutsuz biten bir gönül meselesi sonrası Oxford Üniversitesi’ndeki eğitimini mezun olmak üzereyken yarım bırakan Morse, önce orduda kriptocu olarak çalışır. Ancak orası da beklediği huzuru vermez. Sonraki nokta polis teşkilatıdır. Ama burada da aradığını bulamaz. Daktilosunda istifa mektubunu yazarken geçici bir görevle Oxford Emniyeti’ne çağrılır. Emniyette kendisi gibi destek elemanlarına verilen görev, telefonlara bakmak ve kayıt tutmaktan ibarettir. Oysa karakterimiz iyi bir gözlem ve çıkarım yeteneğine sahiptir. Roger Allam tarafından canlandırılan Müfettiş Dedektif Fred Thursday, başlangçta diğer herkes gibi biraz kolejli, fazla bilmiş ve ukala görünen delikanlıyı tanıdıkça kendine has zekâsını fark etmekte gecikmez. Çözdükleri ilk davanın ardından dönmek üzere tren garına bırakmak için kiracı olarak konakladığı binanın önündedir. Ona Görevlendirildikleri karakolda yardımcılık pozisyonu teklif eder. Deneyimli adamın çaylağına kol kanat geren bir profil çizdiğini görürüz.
Notlar:
Diziye 2006-2007 yılları arasında "Lewis" adı ile bir de Spin-Off gelmiş
Yorumlar:
- Dönem dizilerini severim ancak 1960'ların sonları, 70'li ve 1980'li yıllar özellikle giyim tarzı, yozlaşmanın hızlandığı dilim bu kategoride hiç hoşuma gitmeyen zamanlardır.
- Yıl 1966. Beyaz bir adamla siyahi bir kadının sevgili olabileceği, yani bunun kabul gördüğü bir dönem değil. Monica Hicks diziye siyahi bir karakter olsun diye eklenmiş herhalde? Ama hiç gerçekçi değil maalesef! Birliktelikler 90'lı yıllar bitip 2000'lere geçiş yaptığımızda normalleşebildi.
Yayın Dönemi: 2012-2023
Bölüm Sayısı: 37 Bölüm (5 Sezon)
Yayın Durumu: Final yaptı
Yayın Kanalı / Türkiye Yayın Kanalı: ITV / Yayınlanmadı
Tür: Polisye, Dedektiflik, Gizem, Tarihi
Bu yapıma denk gelmek şu ara hayatımda iyi şans bağlamında elde ettiğim kırıntılardan. İngiliz polisiyelerini ilgiyle takip eden biri olarak Başrollerde Müfettiş Reid karakterine hayat veren, Pride And Preduce'tan soğuk ve çekici Mr. Darcy rolüyle hafızama kazınmış etkileyici ses tonuna sahip Matthew Macfadyen'ı bulunca benim açımdan izlenirlik katsayısı da arttı.
19.yy son çeyreğinde, 1889 yılında geçen hikaye, şehrin karanlık arka sokaklarda işlenen suçları sona erdirmeye çalışan Müfettiş Reid, Çavuş Drake ve cerrah Homer Jackson'un dahi olduğu polis birimini odağına alıyor. Karındeşen Jack'in Londra'nın doğusunda dehşet saçan cinayetlerinin yarattığı dehşetin izleri hafızlardaki tazeliğini korurken altı ay sonra White Chapel'da bir kez daha "deşici"nin gölgesini hissettiren ve basının iştah kabartarak izlediği bir cinayetin işlenmesi birçok yanıtsız soruyu da beraberinde getirir. Hedef vahşiçe bıçaklanarak öldürülen genelev mensubu kadınlardır. Polisin olay yerine gitmesini engellemekte zorlandığı kalabalık her geçen dakika işlerini zorlaştırır. Duvarda tıpkı deşicinin bıraktığı türden fahişlere lanet okuyan türden bir not mesaj vardır. Daha derin inceleme ve önceki olaylarla karşılaştırma için Fotoğrafları çekilir ve şimdilik polis biriminin hapis hücrelerinden birine konulur. Olay yeri fotoğraflarının banyosu devam ederken Müfettiş Reid duvardaki yazının sonradan yazıldığını fark edince bunun gazete patronu Best tarafından tezgahlandığını anlamakta gecikmez. Pişkin adam kendi hesabını yapmıştır. İtiraz etmez. Eski emniyet müdürü gibi olayın ardında Deşici olduğu sonucuna varmıştır!
Ancak otopsi sonuçları davanın deşiciye kasıtlı şekilde yönlendirildiğini, kadının boğulduğunu, tüm deşim işlemlerinin daha sonra yapılıp olay yerine bırakıldığı yönündedir. Bedeninde bulunan jelatininin nereden bulaştığı belirsizdir. Hatta doktorun ön inceleme bulgularına göre sandıklarının aksine kurban hayat kadını da değildir. Edmund Reid ve Bennet Drake şehrin başka bir noktasında ölen kadının izlerinin peşine düşer ve kocasına ,tam da evinde asılmış boğulurken ulaşıp hayatını kurtarırlar. Centilmen giyimli bir adam hızla olay yerinden uzaklaşır. Jackson hayat kadınlarının daha fazla kazan için çektirdiği müstehcen fotoğrafların peşine düşer ve bunların gerçekleştirildiği mekana gider. Çünkü kalçada bulduğu jelatin fotoğrafçıların kullandığı bir şeydir. Elde ettiği pornografik görselleri barda soluklanan ikiliyle paylaşır.
Dizinin atmosferi dönemi gereği genel olarak bir parça karanlık ve boğucu. Reid'in eşi Emily ile yolları paylaştıkları kaybın acısı ile duygusal
bağlamda ayrılmıştır ve kendini tanrıya ve hayır işlerine adayan kadının
aralarına ördüğü duvarları yıkamaz. Reid'in aksine Çavuş Drake Jackson'dan yana pek dostane hisler beslemez. Öte yandan Amerikalı askeri doktor olan Jackson ve "Uzun" Susan Hart arasında belirsiz bir geçmiş vardır. Bir şekilde müfettiş de adam hakkındaki gerçeği keşfeder ama otopsi becerileri işini kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle sessizliğini korur.
Yayın Dönemi: 2012-2003
Bölüm Sayısı: 1 Sezon / 22 Bölüm
Tamamlanma Durumu: 1 Sezon sonunda iptal edildi.
Yayın Kanalı / Türkiye Yayın Kanalı: Önce SBS sonra ABS / Cnbc-E
Tür: Bilimkurgu, Polisye, Gizem,
"6 Ekim 2009’da tüm dünya, 2 dakika 17 saniye süresince bilinç kaybı yaşadı"
Eskilerden bir diğer göz ağrısı bilim-kurgu Flash Forward sevenlerinin hevesini kursağında bırakan, Robert J. Sawyer tarafından kaleme alınmış aynı adlı kitap uyarlamasıdır. Lost'un fırtınası ortalığı kasıp kavururken bu diziyle bağlantısı olacağı yönünde beklentiler oluşmuşsa da bu tür bir içerik yayınlanmamış. Ülkemizde yanılıyorsam düzeltin ama ben CNBC-E de denk geldiğimi hatırlıyorum. İnternette yer alan bilgilere göre ise o dönem ATV'de de ekrana gelmiş ama hafızamda buna dair bir şey yok.
Gelelim konuya. Dünya 6 Ekim 2009’da sıradan bir günü yaşarken FBI'dan iki ajan Mark Benford (Joseph Fiennes) ve Demetri Noh (John Cho) elde ettikleri bilgiler ışığında saldırı hazırlığı içinde olduğunu tespit ettikleri bir terörist grubu takibe almıştır. (Onların dışında şehrin değişik noktalarından insanlara ve o zaman diliminde yaptıklarına dair kareler verilir.) Şüpheliler bulundukları binayı terk edip araçlarına yönelir ve ikili izleme sürecine devam eder. Ancak bir süre sonra peşlerindekiler takip edildiklerini fark edince ortalık karışır. Benford aracı makas atarak sürerken ortağı Cho için adrenalin tavan yapmış, dehşetle koltuğa çivilenmiş haldedir. Nihayetinde izledikleri araç kontrolünü kaybeder ve zincirleme kaza meydana gelirken karmaşanın ortasında tuhaf bir şekilde dünyanın tamamında 2 dakika 17 saniye boyunca insanlar bilincini kaybeder.
Mark kendine geldiğinde aracı takla atmış haldedir. Dünyanın durduğu o 137 saniye felaket silsilesini de beraberinde getirir. Kontrolünü kaybedip düşen uçaklar, denize sürüklen araçlar ve çok daha fazlası. Kaosun ortasında köprüde meydana gelen o kaza zinciriyle bir yakıt tankeri alev alınca oluşan patlamalar devam etmektedir. Olay sonrası komplo teorileri birbirini izler. Tabii ülke küresel çapta yaşandığı anlaşılana kadar önce bunun kendilerine yönelik gerçekleştirilen terör saldırılardan bir olduğunu düşünür. İşin en ilginç yanı ise o 137 saniyede dünya üzerindeki herkesin geleceğe dair rüya görmesidir. (FlashForward, "Öngörü" adı da buradan gelir.)
Yayın Dönemi: 2005-2020
Bölüm Sayısı: 15 Sezon
Final yaptı mı? Evet
Yayın Kanalı / Türkiye Yayın Kanalı: ABC / Cnbc-E
Tür: Polisye, FBI , Macera
12, 16, 20, 24 gibi bölümlerle yapılan Kore dizilerinin aksine Amerikan yapımları (Şimdilerde nispeten bu politikayı bırakmış gözükse de) eskiden beri dev sezonlu yapımlarla dikkati çeker. İşte şimdi satırlarını okuyacağınız yapımda bunlardan biri. CBS kanalında 15 yıl 15 sezon devam eden, yayınlandığı dönem büyük ilgi gören yapım birçok ödül kazandı. Polisiye, gerilim, dramü macera türündeki Criminal Minds suçluların psikolojisini inceleyen FBI’ın Davranış Analizi Birimi mensubu bir grup FBI ajanının (bazıları yaşanmış) suçların ardında yatan gerçeğin peşine düşmelerini anlatıyor. Yanılmıyorsam ülkemizde CNBC-E kanalında yayınlandı.
Başlıca Karakterler (Uyarı: Dizi Hakkında Ayrıntı İçerebilir!)
Thomas Gibson (Aaron Hotchner): BAU’nun birinci derece ajanı ve birim başkanıdır. Profesyonel, sert ve kararlı bir liderdir. Savcı iken bu mesleği seçmiştir. Hukuk sektörü ailen gelir. Sean adlı erkek kardeşi bu seçimi yapmayınca tepki göstermişse de daha sonra saygı duymuştur. Evlidir. Yeni doğmuş bir bebeği vardır. Ekip arkadaşlarınca takdir edilen şekilde aile hayatı ile işini dengeli biçimde sürdürüyor gözükse de durum pek de böyle değildir. Birimin kapatılması ve başka bölüme görevlendirilmesi gündeme gelince eşi açıkça mutlu olur. Ama beklentisinin aksine süreç değişmeyince nihayetinde evi terkeder. İlerleyen sezonlarda (Dizi açılış görüntülerinde) daha geri plandadır.
Matthew Gray Gubler (Dr. Spencer Reid): Ekibin dahi seviyesindeki zekaya sahip genç ajanıdır. Çok yönlü bir bilim insanı ve analisttir. Hemen her konuda fikir sahibidir. 187 IQ sahibidir. Dakikada 20 bin kelime okuyabilmektedir. Annesi edebiyat profesörüdür ve şizofreni teşhisi sonrası tedavi ve gözetim amaçlı bir sağlık kliniğinde kalmaktadır. Üniversitede Matematik, Kimya, ve Mühendislik alanında lisans derecesi yapmış ve 25'inde doktorasını tamamlayıp bu ünvanı almıştır. Felsefe ve Antropoloji alanında çalışmalar yapmıştır. Tarihsel kronolojide yer alan Seri Katiller konusunda uzmandır. Beden dilini okuyabilmekte ayrıca çok iyi kart oynamaktadır. Spencer Reid ilk bölümlerde çekingen ve içe dönük bir pofil çizerken ilerleyen sezonlarda öne çıkan ana karakter haline gelmiştir. Diziyi izlememi sağlayan yegane yüzdür ayrıca. (Belki bir parça da Hotcher) Karakter gey mi diye endişelenmedim değil. Neyse ki bir aşk hikayesiyle olmadığını görebildim
![]() |
Dr. Spencer Reid |
Shemar Moore (Derek Morgan): BAU’nun güçlü ve atletik yapısıyla sahada etkili bir şekilde çalışan bir parça çapkın ajanıdır. Çekicidir ve hoş gülümseyişinin getirdiği cana yakınlık sayesinde güzel hanımlarla arası iyidir. Geçmişi çeteler ve sorunlu mahalle olaylarıyla çevrilidir. Eve döndüğü tatil sürecinde cinayet suçlamasına maruz kalır. Bölgenin güvenlik şefi tarafından zaten mimlenmiştir. FBI mensubu olası bile kendisine yaklaşımını değiştirmez. İnsanlara kolay güvenmemektedir. Aralarına katılan David Rossi'yi de bu kategoriye koyar.
Kirsten Vangsness (Penelope Garcia): BAU’nun bilgisayar uzmanı ve analistidir. Renkli ve eğlenceli kişiliğiyle dikkat çeker. Özellikle Derek Morgan'la iletişim halinde iken aralarında kullandıkları dil oldukça eğlencelidir. İlk sezonun sonunda yaptığı hata neredeyse herkesi ciddi bir tehlikeye sürükler.
Joe Mantegna (David Rossi): Emekliye ayrılan bir davranış analistidir. Jason Gideon'un ardından 3. sezonun ortalarında yarım kalmış bir işi tamamlamak amacıyla ekibe katılır. Yeni nesil yöntemlere ve işleyişe yabancıdır. Elde ettiği bulguları da paylaşmaya da gönüllü değildir.Geri döndüğünde elinde bir bileklikle gezip durur. Ancak ben bu hikayeyi yetersiz buldum. Çözüme ulaştığında hiçbir anlam ifade etmedi.
A.J. Cook (Jennifer “JJ” Jareau): BAU’nun bir halkla ilişkiler uzmanı ajanıdır. Ekip için medya ilişkilerini yönetir. Zarif ve güzel bir hanımefendidir. İlerleyen sezonlarda başka bölgeye tayin edilir ve döndükten sonra ekibin diğer ajanları gibi sahada çalışır. Evlenir. Oğlu doğduğunda Spencer Reid'den vaftiz babası olmasını ister.
Paget Brewster (Emily Prentiss): BAU’nun ajanlarından akıllı, korkusuz ve analitik bir profil uzmanıdır. İkinci sezon başlarında ayrılan Elle Greenaway yerine gelmiştir. Büyükelçi annesi ve politik oyunlar dahil olmak istemediği iki temel başlıktır. Birimin kapatılması gündeme gelince maşa yerine konulmak istemez ve Hotchner'ın kuyusunu kazma çabalarını boşa çıkarır. Ekipe gelse de ben onu oraya dahil edemedim bir türlü. Hatta karakterini hiç sevmedim. Birkaç sezon sonrası gidişine de üzülmedim.
Rachel Nichols (Ashley Seaver): Seaver genç bir FBI stajyeridir. BAU’da bazı vakalara yardımcı olur. Babası seri katildir. Bu karakterin uzun soluklu olmasını umuyorum. Sevdiğim bir karakter.
Editör Yorumu:
Özel Ajan Reid'ın karakteri, ikili ilişkilerde ya da toplumdaki davranış şekli yoruma açık. Hatta bana IQ'su dahi seviyesinde olanların bazı noktalarda normal olmadıklarını düşündürür. Bu nedenle onda gördüklerim, her ne kadar bu yönde bir cümle duyamasam da, otizm mi var sorusunu sordurdu
Seriyi
tamamladım. İlk izlenimim seyredilebilir olduğu yönünde. Tarzı sevmem
de bunda etkilidir herhalde. Ancak Reid ve Hotcher hariç karakterler çok
güçlü gelmedi. Kimileri daha sonra ayrılıyor. Eh uzunluğuna bakarsak
doğal. Sonrasında gelenler gidenleri arattı. Ama bir şekilde
sonlandırdım. Konular iyi işlenmiş. Özellikle Aaron Hotchner'ın yaşadıkları üzücüydü. Neyse bilgi vermeyeyim. Siz izleme listeniz koyun.
EK Bilgiler:
- Rizzoli & İsles'de seri katil Dr. Charles Hoyt'a hayat veren Michael Massee burada da benzer bir rolde yer almış.
Yapım Yayın Dönemi: 2005-2020
Bölüm Sayısı: 7 Sezon
Final yaptı mı? Evet
Yayın Kanalı / Türkiye Yayın Kanalı: CBC / Cnbc-E
Tür: Polisye, Macera
The Mentalist, 23 Eylül 2008'den 18 Şubat 2015'e kadar CBS'de yedi sezon, 151 bölüm olarak yayınlanan bir Amerikan drama televizyon dizisidir. California Suç Soruşturma Bürosu (CBI) danışmanı eski "medyum" Patrick Jane rolünde Simon Baker, kıdemli dedektif şefi Teresa Lisbon rolünde Robin Tunney ile Kimball Cho rolünde Tim Kang, Wayne Rigsby rolünde Owain Yeoman, Grace Van Pelt rolünde Amanda Righetti yer alıyor.
Patrick Jane son derece gelişmiş hipnoz, telkin, gözlem becerilerini insanların zihinlerini "okumak" için kullanırken medyatik bir kişiliğe dönüşmüştür. Pervasız, biraz ukala ve kibirli sayılacak tavırları O'nu meydan okuduğu seri katil Red John'un hedefi haline getirdiğinde yaşadığı kaybın travmatik acısının yarattığı nefreti intikam tutkusunun soğukluğunda dindirmeye çalışır. California Sacremento bölgesi Cinayet birimine dahil olunca eşsiz yeteneğini bu kez cinayet davalarını çözmek için kullanır. Yaklaşımını başlangıçta güvenilir bulmayan çalışma arkadaşları zaman geçtikçe yanıldıklarını anlarlar.
Kısaca Karakterler (Dikkat! Dizi Hakkında Bilgi İçerir!):
Patrick Jane:
Başrol karakterimize Simon Baker hayat vermiş. Gülüşüne bayıldım. Karakterinin bazen duygusuzu, bencil bazen de muzip halleri yanında iç acıtan duygusal yönü de başarılı biçimde yansıtmış. İnsanın sevdiklerini kaybetmesi ve bunun faturasını yalnızlık suçluluk ve özlem içinde ödemesi hikayenin can alıcı noktası. Özellikle kızının (büyümüş halini gördüğümüz) o bölüm gönlümde ayrı yer tuttu nedense. Sonunda halüsülasyona neden olan çayı yeniden hazırlarken anlatılmak istenen "özlem ve yeniden görme isteği" karşısında ağladım. (Neden bilmem, bam telime dokundu galiba)
![]() |
Sezon 5 |
Patrick Jane karakteri çaya düşkün İngiliz beyefendisi modunda. Yalnız biraz fazla rahat. Olay yaşanmış evlerin mutfağında bir demlik bulup içeçek çay demlerken kimseden izin almıyor:) Zaman
zaman hayli duygusuz, odun ve patavatsız halleri var. Bir süre sonra
adli tıp uzmanı formatına giriyor ki bu oldukça saçma. Yaptığı iş ona nasıl böyle bir yetenek kazandırıyor ki? Tüm o
cinayet ortamında rahatça gezmesi de başlı başına acayip. Delillerin
bozulma riskinden ne haber?
Teresa Lisbon:
Cinayet biriminin şefi konumundaki karakter için Patrick Jane başlangıçta tam bir bilinmezler yumağıdır. Tarzına ve davranışlarına anlam vermek, kabullenmek ve onunla çalışmayı öğrenme süreci hikayemizi eğlenceli kılan şeylerden biri. Oyuncunun mimik ve yüz ifadeleri bazen sinir bozsa da genel itibariyle sevdim. Böyle yapımlarda ister istemez bir parça romantizm de bekliyorsunuz. Lisbon bu anlamda sonunda Jane'ın huzur bulup yeni bir başlangıç yapabilmesi adına iyi bir seçimdi.
Kimball Cho: Cinayet biriminin soğuk görünümlü ama cool karakteri. Güney Kore'li Amerikalıdır. Ekibin ciddi yüzüdür. Tam bir adalet adamıdır. FBI sezonunda iyice patron havası eklenir. Sezon ortalarında hayatına giren kadın bu hikayedeki en saçma şeydi bence.
Wayne Rigsby & Grace Van Pelt :
Rigsby dürüst siması ve itaatkar tavrı ile tam bir ofis uyum insanı. Cho'nun büyüttüğü çocuk diyebiliriz. Van Pelt ise ekibin IT uzmanı. Zaten böyle yapımlarda olmazsa olmaz bir tekniker vardır. Sezon ortalarında eğitim için gidip geldiğinde hayli değişmişti. (Doğum izni mi aldı bilmiyorum ama fiziksel görüntüsü bana bunu çağrıştırdı. Kilo alımı yüzüne kadar belli ediyordu çünkü) İkilinin iş kuralları gereği ilişkilerini sonlandırması ama nihayetinde bir araya gelebilmesi onlar için güzeldi. Yapımcılar 6. sezon ortası yeni yüzlerle devam etme kararı verdi herhalde. Yine de diziden son bölüm de dahil arada bir gözükerek tümüyle yok olmayışlarını sevdim.
Editör Yorumu:
Dizi
seyirlik. Eğlenceli. Ancak zeka işi soluksuz bir macera falan değil. Patrick
Jane'in peşine düştüğü Red John diziyi izlenir kılan en önemli unsur. Doğal olarak kimmiş? Jane'ye bu denli takmıştı da ailesini hedef almıştı gibi
birçok sorunun cevabını bulmak için yola çıkıyorsunuz ama sonucu çok da tatmin
edici bulduğumu söyleyemem. Jane'in kendi adına en nihayetinde bu defteri kapatıp ilerleyebilmesi zaten beklediğimiz şey. Daha etkileyici olmasını bekliyor insan.
Editör Notları:
* Kanadalı oyuncu Simon Baker'ın gülüşü çok tatlı. Bildiğim kadarıyla bu yapım sonrası dizi ya da film projesinde yer alsa da bu denli popüler olmamış.
* Her bölüm 40 -45 dakika olunca sıkmıyor. Sanırım tamamını bir haftada bitirdim.
* The Mentalist ülkemizde CNBC-E kanalında yayınlandı. (Ah birileri şu kanalı aynı formatta geri getirse ya artık! Tv kanallarının yayınladıkları şeyler berbat ve saçmalıklar diz boyu! Bu nedenle izlemiyorum zaten!) derken beklentilerimiz karşılıksız kalmadı ama o eski havası yok nedense? Söz gelimi ben her gün American Talent yarışması izlemek istemiyorum. O programı 23.00 ve sonrasına koyun bir zahmet. Her güne bir dizi neden yok? O kadar bekledik? Bu muydu yani? Cnbc-E yönetimi umarım uyku modunda değildir.